
Hayvanlara Yapılan Zulümle Mücadele

Bilimsel çalışmalar, hayvanların karmaşık sosyal yapıları, duygusal tepkileri ve acı hissiyatları olduğunu gösterir. Hayvan davranışları üzerine yapılan araştırmalar, empati, sosyal bağlar, adalet duygusu ve yardımseverlik gibi insana özgü niteliklere benzer davranışların hayvanlar arasında da gözlemlendiğini ortaya koyar. Bu bulgular, hayvanların da duygusal ve ahlaki bir varlık olarak kabul edilmesi gerektiğini destekler. Hayvanlar da rüya görür, aile ilişkileri kurar, favori oyun ve yemekleri olur, iletişim içine girer, bir dereceye kadar akıl yürütebilir ve elbette öğrenebilir.
Hayvanların acı çekmesi insanların acı çekmesinden daha mı az kötüdür?
Birçok insan doğaya estetik bir bakış açısıyla yaklaşır ve biyoçeşitlilik ile ekosistemlerin sağlığını önemser, ancak bu ekosistemlerde yaşayan hayvanların da birey olduklarını ve kendi ihtiyaçları olduğunu unutur. Hayvan hakları hareketindeki en büyük tabu, hayvanların acılarını çoğunlukla doğal nedenlerden kaynaklanıyor olmasının göz ardı edilmesidir. İnsanlar hayvanların acı çekebileceğini kabul etseler de, bazıları hayvanların insanlar gibi üst düzey zihinsel acıyı hissetmediklerini savunur. Ancak bu iddia bilimsel açıdan doğru değildir.
Etologlar, memeliler, kuşlar, balıklar ve hatta ahtapotların karmaşık duygusal yaşamlarını belgeleyen birçok çalışma yapmışlardır. Bu çalışmalar, hayvanların acı, sevinç, korku ve bağlılık gibi duygusal tepkiler verebildiğini ve bu tepkilerin insanlarla benzerlik taşıdığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, hayvanların sinir sistemlerinin insanlarınkine benzer şekilde işlediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Beyin araştırmaları, hayvanların beyinlerinde, acıyı algılayan ve işleyen sinir devrelerinin insanlarla benzer işlevler gördüğünü göstermektedir.
Sonuç olarak, hayvanların daha az yoğun acı hissettiği yönündeki iddia, bilimsel temele dayanmaz. Hayvanların karmaşık duygusal yaşamları olduğu ve acı çekebildikleri gerçeği, onların da refahlarının korunması gerektiğini ortaya koyar.
Neden çiftliklerde tutulan hayvanlar?
Türkiye'de yalnızca yumurta üretimi için 100 milyon tavuk ve 2 milyardan fazla balık çiftliklerde yaşamaktadır. Diğer ülkelerde de durum benzerdir. Dünya genelinde her yıl 80 milyardan fazla çiftlik hayvanı öldürülmektedir; bu rakam dünya genelinde beslenen evcil hayvan sayısından kat kat daha fazladır.
Büyük Eziyet – Kafeste tutulan bir tavuk, kanatlarını açamaz, hareket edemez ve toprağa basamaz. Çiftliklerdeki bir balık ise, genellikle saatlerce ya da uzun süre boğularak can verir.
İhmal Edilmiş – Bu hayvanlar, büyük ölçüde ihmal edilmekte ve yaşadıkları acılar önlenebilir durumdadır. Çiftlik hayvanlarının çektiği eziyetlerin boyutu, oldukça fazladır ve bu durum çoğunlukla göz ardı edilmektedir.
Çözülebilir Durum – Veriye dayalı ve sonuç odaklı etkili kampanyalar sayesinde, Türkiye'de ve dünya genelinde milyonlarca çiftlik hayvanı acılarından kurtarılabilmiştir.





Çiftlik Hayvanlarına Yönelik Bağışlar Ne Durumda?
Tarım hayvanlarının yaşadığı bu büyük acılara ve sayılar arasındaki bu müthiş büyük dengesizliğe rağmen, hayvanları korumak için yapılan bağışların sadece %3'ü çiftlik hayvanlarına gitmekte, geri kalan %95’lik kısım ise evcil hayvanlara ayrılmaktadır.
Daha iyi bir dünya için harekete geçin

Sadece Acıyı Azaltmaktan Fazlası...
Yüz milyonlarca hayvanın acısını hafifletmenin yanı sıra, hayvansal ürünlerin küresel tüketimini azaltmanın başka sebepleri de vardır. Fabrika çiftlikleri, dünya genelindeki sera gazı emisyonlarının %10'undan fazlasından sorumludur. Bu oran, tüm ulaşım sektörünün - yani dünyadaki tüm arabalar, uçaklar ve gemiler - emisyonlarının toplamından daha fazladır. Somut bir örnek vermek gerekirse, 1 kg sığır eti üretimi, 22 kg'dan fazla CO2 eşdeğeri üretir ki bu, bir arabayla 100 km'den fazla yol almanın karbon emisyonuna eşdeğerdir.
Ayrıca, endüstriyel hayvancılık büyük miktarda su tüketimine neden olmakta, sıvı gübre üretimiyle yer altı sularının kirlenmesine katkı sağlamakta ve aşırı antibiyotik kullanımıyla çoklu dirençli mikropların gelişimini hızlandırmaktadır.
Hayvan refahı konusunda yardım kurumlarının etkinliğinde de önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle, önerdiğimiz organizasyonların çalışmaları, Animal Charity Evaluators (ACE) gibi bağımsız uzmanlar tarafından kapsamlı bir şekilde incelenmiş ve uluslararası karşılaştırmalarda özellikle etkili olarak değerlendirilmiştir. Bağımsız araştırma enstitüsü Animal Charity Evaluators, bağışlanan her dolar başına hayvanlara en çok yardımcı olan hayır kurumlarını değerlendirir.

.png)
Kafessiz Türkiye
Kafessiz Türkiye (Çiftlik Hayvanlarını Koruma Derneği olarak da bilinir), Türkiye merkezli bir organizasyondur ve öncelikli olarak çiftlik hayvanlarının, özellikle de tavukların ve balıkların refah standartlarını iyileştirmeye odaklanmaktadır. Bunu kurumsal iş birlikleri, bireysel farkındalık çalışmaları ve imza kampasıyla birlikte medya aracılığıyla gerçekleştirmektedirler. Ayrıca hayvan hakları savunuculuğunu güçlendirmek amacıyla araştırma, eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetlerinde de bulunmaktadırlar. Bilimsel araştırmalara göre, kafes sistemi hayvanlar açısından en kötü şartların olduğu endüstriyel hayvancılık koludur. Kafeslerin ortadan kaldırılması, tüm sorunları çözmese de, hayvanların çektiği acıları kayda değer miktarda azaltan ve kısa vadede uygulanabilir bir adımdır. Hayvanların toprağa basma, yürüyebilme, daha fazla alana sahip olma, kanatlarını germe, tünek ve folluk kullanma gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlar.
Hayvan savunuculuğu alanındaki araştırmaları ve kuruluşların çalışmalarını sıkı bir şekilde inceleyerek adayları değerlendiren Animal Charity Evaluators, yayınladığı raporda, Kafessiz Türkiye’yi dünyanın en etkin hayvan savunucularından biri olarak seçti. ACE, Türkiye’den bir kuruluşu ilk kez bu listeye aldı. Hayvanları kafesten kurtarmanın maliyeti ise kuruşlarla ifade edilebilecek kadar küçük.
The Good Food Institute
Good Food Institute (GFI), daha adil ve sağlıklı bir gıda sistemi yaratmayı hedeflerken, hayvanların maruz kaldığı acıyı ve gıda üretiminin ekolojik ayak izini azaltmayı amaçlamaktadır. GFI, bunun en etkili yolunun geleneksel et üretimine alternatif çözümler geliştirmek olduğuna inanıyor. Bitki bazlı et ve laboratuvar ortamında üretilen et gibi yenilikçi alternatiflerin pazarda yaygınlaşması için GFI, dünya çapında iş ortaklarıyla çalışarak bu ürünlerin tat, fiyat ve erişilebilirlik açısından geleneksel etle en az eşdeğer olmasını sağlamaya odaklanıyor.
Bağımsız bir araştırma enstitüsü olan FarmKind’in muhafazakar tahminlerine göre, GFI’ye yapılan her 30 TL’lik bağış, 5 hayvanın fabrika çiftliklerinden kurtulmasına yardımcı oluyor.
300 TL bağışla 50, 3.000 TL bağışla 500 hayvanı fabrika çiftliklerinde onları bekleyen acımasız gelecekten kurtarabilirsin!

